Yaşam

Unutulan Noel geleneği: Kuşlar güvercinler simitler

Bereketin simgesi olarak görülen bu simit, şans getirmesi için evin bir köşesine asılır ve 40 gün boyunca orada bekletilir. Daha sonra o evin rahmeti olarak mutfakta tuz ve şekerle birlikte bir dolapta saklanır. Ailedeki kişi sayısına göre simit, iki kanadı ve küçük gövdesi nedeniyle güvercini andırır.

1970’li yıllara kadar sokak ortasında çubukta satılan bu simidi bugün çok az kişi biliyor. Çocukluğunu babaannesinin Yedikule’deki evinde geçiren yazar Takuhi Tovmasyan, simitlerin sokak ortasında satıldığı yılbaşı günlerine tanık oldu:

“Bunu İstanbul’un bir geleneği olarak düşünüyorum. Ama genel olarak bu küçük yiyeceklerin satıldığı ve daha bol tüketildiği semtler eski Ermeni mahalleleri, Rum mahalleleridir. Ne yazık ki artık yoklar. Eski İstanbul yok. “


Yazar Takuhi TovmasyanFotoğraf: Aynur Tekin

“Kuşlar güvercinlerim bu yıl erken geldi”

Tovmasyan’ın Yeşilköy’deki evine gelen konukları salondaki avizeden sarkan kuşlar ve güvercinler karşılıyor. Susamların hala taze olduğu simidi işaret ederek, “Kuşlarım bu yıl erken geldi. Geçen hafta yayınevinde toplantı yaptırdık. Getirip hemen astım” diyor.

Sokak satıcılarının da bu simidi taze buğday kebabı ve karabuğday kebabı isimleriyle sattığını belirten Tovmasyan, şöyle devam ediyor:

“Böyle olmazdı. Her kapıda durup bağırır, müşterileri aşağı inerdi. Kesin duyardık. Çünkü İstanbul, bugünkü gibi hareketli, uğultulu bir İstanbul değildi.”

İstanbul’un eski yılbaşı geleneği yeniden canlanıyor

Bu resmi görüntülemek için lütfen JavaScript’i etkinleştirin ve HTML5 videoyu destekleyen bir web tarayıcısına geçmeyi düşünün

Şekli aynı kalır ama tadı değişmiştir.

Öte yandan simidin şekli aynı kalsa da tadı değişmiştir. Tovmasyan’a göre bunun nedeni, mahalle fırınlarının pastaneye dönüşmesiyle birlikte lezzetlerin standart hale gelmesi:

“Bugün o eski simidin lezzetini bulmak pek mümkün değil. Artık damaklarımız alıştı diyeceğim ama o kadar rahat olduğunu söyleyemem.”

Sofranız Şen Olsun adlı kitabında, günümüzde hem unutulan hem de hala yapılan yemeklerin tanımlarını anılarıyla birlikte anlatan Tovmasyan, aile büyüklerinin hikâyeleri ve eski gelenekleri dinleyerek büyümüş:

“Akademisyenlerin sözlü tarih için yaptıklarını biz masa başında yapardık. Bunu Takuhi Yayama ve babama borçluyuz.”

Kitabını da aynı motivasyonla yazan Tovmasyan, kuşların ve güvercinlerin daha fazla insan tarafından bilinmesinin çok önemli olduğunu söylüyor. Tovmasyan, Aras Yayınları’nın son yıllarda kitaplarında ve röportajlarında sıkça yer verdiği bu geleneğin yeniden canlandığını düşünüyor.

“50 yıldır kuşlu ve güvercinli simit yapıyoruz”

Yaklaşık 50 yıldır bu geleneği sürdüren Tarihi Harbiye Fırını, günümüzde kuş güvercini ve simit yapan tek işletme olarak biliniyor. Fırının sahibi Salih Büyükkaraş, “Bu bizim bölgemizde bilinen bir gelenek. Gayrimüslimlerin adeti olduğu için bu yörede de bilinen bir gelenek.”


Tarihi Harbiye Fırını sahibi Salih BüyükkaraşFotoğraf: Aynur Tekin

Simidin 31 Aralık günü saat 13.00’te çıkacağını söyleyen Salih Büyükkarakaş, ilginin son 5-6 yılda arttığını da belirtiyor:

“İnstagram, Twitter. Bu yazışmalar beğenildikçe tabii ki bize olan ilgi artıyor. Tabi bu da yılbaşı satışlarımıza olumlu yansıyor. Mehmet ustamız yaklaşık 20 yıldır simit yapıyor. Efendimiz onu eğitmeye çalışıyor, gerekirse yedek veririz.”

“Güvercine şekil vermek zordur”

8 yıldır aşçılık yapan Liza Çavdar için aralık ayı çok zor: “Zerde ve anuşabur gibi Ermeni mutfağına özgü, yılbaşı ve yılbaşı ile bütünleşen birçok yemek hazırlayıp insanlara ulaştırıyorum. “


Liza Çavdar “Güvercine şekil vermek zordur” diyor Fotoğraf: Aynur Tekin

Yılbaşı menüsüne bu yıl kuş ve güvercinlere de yer veren Liza Çavdar, mahlep ekleyerek hazırladığı simit hamuruna güvercin şekli vermenin zor olduğunu söylüyor:

“Aslında bu ailemden öğrendiğim bir gelenek değil. Kitaplardan duyduğum, bazı yayınevlerinden öğrendiğim bir gelenek. Birkaç yıldır bu geleneği yaşatmak için listeme eklemek istiyordum. Bu sene de ne kadar uğraştıysam yapmaya çalıştım tabii biraz zahmetli oluyor.”


Şef Liza Çavdar Fotoğraf: Aynur Tekin

“Geçmişi unutmamak ve kaybolmamak için”

Tovmasyan’a göre geleceğe daha sağlıklı bakmanın yolu geçmişi unutmamaktır. “Bence yapabileceğimizi yapmalıyız ve yapamayacağımızı hatırlamalıyız” diyor.

Şef Liza Rye ise “Çocuklarımıza el uzatmak ve kaybolmamak için bu geleneği devam ettirmeliyiz” diyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort